8. Sınıf Türkçe kitabındaki hikâye yazma etkinliği: Kaşağı metninin ana fikrinden yola çıkarak bir hikâye yazınız. Hikâyenize uygun bir başlık koyunuz.
Kaşağı adlı hikayenin ana fikri şöyledir: Yalan ve iftiranın sonucu büyük pişmanlıktır. İş işten geçince de pişmanlık hiçbir şeyi geri getiremez.
Kenar mahallede yaşayan bir ailenin iki oğlu vardı. Bunların evleri tek katlı ve bahçeliydi. Büyük oğlanın adı Can, küçüğün adı ise Emre idi. Can mahalledeki yaşıtlarıyla sokakta her gün top oynardı. Okuldan gelir çantasını bir kenara atar, iki lokma bir şey atıştırır hemen dışarı çıkardı. Akşam karanlığı basınca da eve gelirdi. Annesi onu erken gelmesi için hep uyarırdı ama Can yine bildiğini okurdu.
Bir gün yine akşam üzeri kapı önünde mahalledekiler maç yapıyorlardı. Can topa öyle bir vurdu ki top karşı komşunun penceresinden içeri girdi. Yani cam kırılmıştı. Herkes bir anda sağa sola kaçıştı. Ortalıkta top oynayan kimse kalmadı. Komşuları evlerine geldi. adam haklı olarak çok sinirli ve camı kimin kırdığını Can'a sordu. can da kendi kırdığı halde babası çok kızar diye suçu top oynayanlardan birinin üstüne attı. Adam kızgın bir şekilde oradan ayrıldı. Evde o gün gergin bir hava hakimdi. Can da içten içe suçluluk duygusu yaşıyordu ama kimseye belli etmiyordu.
Camı kırılan adam Can'ın ismini verdiği çocuğun evine gitmiş ve ağzına geleni söylemişti. Bu da yetmezmiş gibi o çocuğun babası oğlunu tekme tokat dövmüştü. çocuk da ben kırmadım dese de kimse ona inanmamıştı. Can arkadaşları arasında ağırlığı olan lider bir özelliğe sahipti. Bu yüzden de iftira attığı çocuk ondan bu yalanı için hesap soramamıştı. Aradan birkaç ay geçtikten sonra Can'ın yalan söyleyip de iftira attığı bu çocuğa araba çarpmıştı. Acilen hastaneye kaldırılmış ve yoğun bakıma alınmıştı. Can da aylardır içinde sakladığı bu yalanın verdiği vicdan azabıyla artık yaşayamazdı. Her şeyi o çocuğun yoğun bakımdan çıkmasını beklerken onun ailesine anlattı. Onlar da gözyaşlarına boğuldu. Nasıl böyle bir şey yaparsın diye ona sitem ettiler. Kısa bir süre içinde o çocuğun ölüm haberi geldi. Herkes kahrolmuştu. Can içindeki bu pişmanlıkla öylece kalakalmıştı ama son pişmanlık fayda etmiyordu. Hayatının en acı dersini almıştı ama o çocuk bir daha hayat dönmeyecekti.