Bu bölümde inceleyip fikir alacağınız hikaye yazma sorusu: Fırın, davetsiz misafir, kahveci, eski konak, elektrik kesintisi, ev sahibi. Yukarıdaki unsurları kullanarak öyküleyici bir metin yazınız. Metninize uygun bir başlık koymayı unutmayınız. Başlık olarak Dünyada İyilik Kadar Güzel Bir Şey Yoktur diyebilirsiniz.
Birkaç yıldır şehirde yaşıyorduk. Gecenin bir saatinde yatağın sarsıntısıyla uyandım. Hemen telefonu elime alıp ekrana baktım. Deprem uyarısı gelmişti. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bir de baktım ki 5 büyüklüğünde bir deprem olmuş. Telaşla odamdan çıktım. Bizim evde herkes uyanmıştı. Neyse ki kısa süreli ve artçı bir depremmiş. Bunun üzerine gece yarısı hepimiz köydeki eski konağa gittik. köye vardığımızda her yer kapkaranlıktı. İnsanlar elektrik kesintisi sonucu daha bir panik olmuştu. Köy evleri tek katlı olduğu için şehre göre daha korunaklıydı. Orada sabahlayıp sabah tekrar şehre döndük. Evimizde bir hasar falan yoktu. Yetkililer halkı dikkatli olmaları konusunda uyarıyordu. O sırada öğle yemeği yiyecektik. Babam bir sokak aşağıdaki fırından ekmek, çörek ve katmer almamı istedi.
Yanıma biraz para alıp fırına gittim. Orada uzun bir ekmek kuyruğu vardı. Ben de sıraya girdim. Sıramın gelmesini beklerken içeri mahallemizdeki kahveci amca girdi. Çok üzgündü ve ağlıyordu. Kahve dükkanında çatlaklar oluşmuş ve artık bu dükkanı işletmeyeceğini söylüyordu. fırın çalışanları onu teselli etmeye başladı. İnsanın işinden olması, ekmek kapısını kaybetmesi ne kadar üzücü diye geçirdim içimden. Bu adamı çoktandır tanıyordum. Evimize bir anda davetsiz misafir falan geldiğinde oradan kahve alıyordu. Çok lezzetli Türk kahvesi satıyordu. Yaşlı biriydi ve hiç kimsesi yoktu. ailesini uzun yıllar önce bir kazada kaybetmişti. Burada tek başına kahve dükkanı açıp geçimini sağlıyordu. Şimdi onun düştüğü bu duruma kimin olsa yüreği sızlardı.
Fırıncılar çok hızlı çalışırken bir yandan da yaşlı amcaya moral veriyordu. Kara gün kararıp kalmaz, canını sıkma diye onu sakinleştirdiler. Ben de o sırada alacağım ekmekleri alıp eve döndüm. aklım yaşlı damda kalmıştı. Durumu babam anlattım. Babam belediyede çalıştığı için ona yardım edeceğini söyledi. Yaşlı adamın vaziyetini beldeyi başkanına ileteceğini söyledi. Ben de bu sayede rahatladım. Neyse sofraya oturduk. Annemin lezzetli yemekleri hepimizin midesini mutlu etti. Bir yandan da televizyona bakıyorduk. şehrimizde ciddi bir olumsuzluk yaşanmamıştı. Babam yemekten sonra fırına gidip yaşlı amcayı yanına alarak belediyeye götürdü.
Yetkililer bu amcanın içler acısı haline kayıtsız kalmadı ve ona bir daire temin ettiler. Babam eşyaların taşınması konusunda, annemle ben de evin temizliği için gerekenleri yaptık. Bu tablo beni çok mutlu etti. Her şeyin yalan olduğu dünyada insanlıktan daha önemli bir şey olmadığını bizzat gördüm. Bir gün hep beraber o amcanın evine misafirliğe gittik. Saçlarına düşen akların ve yüzündeki kırışıklıkların çok şey yaşamış olduğunu gösteren bu yaşlı amca, kapıda bizi gözlerindeki parıltı ve mutlulukla karşıladı. Yüce gönüllü bir ev sahibi edasıyla bizi çok güzel ağırladı. Babama ikide bir teşekkür ettiğini görünce aslında iyi kalpli olmanın insanlar için ne kadar önemli olduğunu orada bir kez daha anladım. Babamla gurur duydum. Çok güzel bir akşam geçirdikten sonra iyilik etmenin verdiği huzurla evimize döndük.
Etiketler:
Hikaye