Bu bölümdeki kompozisyon yazısını inceleyerek ipe un sermek deyimi ile ilgili kompozisyon için yeteri kadar fikir edinebilirsiniz.
İnsan bir iş yapmaya gönülsüz olduğu zaman çeşitli bahaneler üretir. Yani birisi onun kapısını çalar, ondan bir şey yapmasını veya ihtiyacı olan bir şey ister. Bu kişi de vermeye gönlü razı olmadığı veya işe gönülsüz olduğu için asılsız yalanlar uydurur. İşte bu gibi bahane üretme durumlarının dilimizdeki karşılığı ipe un sermektir. Dolayısıyla birinin bir başkasına işi düşünce karşı taraf bunu yapmaya isteksiz olduğunda onu türlü bahanelerle geri yollar.
Ortada yapılması istenilen bir iş vardır. İnsan da bu işi yapmaya isteksiz olunca birtakım sebepler ileri dürerek durumu geçiştirmeye çalışır. Bu sebepler aslında geçersiz sebeplerdir ama kendisinden bir isteyen kişiyi ikan etmek ve geri çevirmek adına böyle bahaneler başvurulur. Sanki işi yapmak istermiş de önünde bazı güçlük ve engeller varmış gibi davranan kişi ipe un sermiş olur.
Mesela bizim epey bir paramız olduğunu bilen yakın bir tanıdığımız bizden borç para isterken ona ben bu parayla altın aldım ya da araba almak için kullanacağım deyip vermediğimizde ipe un sermiş gibi davranıyoruz. Yine bir arkadaşımız, komşumuz büyük bir işi için bizden yardım beklediğini ifade edebilir. Biz de gitmek istemeyince benim belim ağrıyor aslında yardım etmek isterdim ama başka işlerim var, o gün burada olmayacağım gibi birtakım sebepler ortaya atarsak istenilen işi yapmamak için onu eli boş göndermiş oluyoruz.
Sonuçta herkesin herkese işi düşebilir. Dara düşen bazı insanlar yakın tanıdıklarından borç, yardım veya lazım olan bir eşya isteyebilir. Kapısını çaldığı kişi bu konuda gönülsüz olunca uyduruk sebepler ortaya atarak onu başından savmaya çalışabilir. Bana soracak olursanız bizi sayıp da bizden bir şey istemeye geleni boş çevirmemek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bizim de yarın onlara işimiz düşebilir. Hayat bugün sana yarın banadır.