Bu bölümdeki metni incelediğiniz sırada keskin sirke küpüne zarar atasözü ile ilgili kompozisyon için fikir edinebilirsiniz.
Sirkenin keskin tadı dışarıdan çok kendi küpüne zarar verir. Bu zarar küpün içinde oluşur. Dolayısıyla sirkenin keskin olması çok da iyi bir şey değildir. Peki, buradan insan hayatı anlamında ne çıkarabiliriz? İnsanların bir kısmı çok sinirli oluyor. Sirkenin keskinliği sinirli insanları anlatmak istiyor. Sinirlilik de insan için zararı çok büyük olan bir hastalık anlamına gelir. Hastalığın insanı günden güne erittiği gibi sinir de insana ciddi anlamda zarar verir.
Bir insan sinirli bir yapıya sahipse bu sinir çevresinden çok kişinin kendisine zarar verir. Çünkü insan öfkeyle davrandığında ortalığı yakıp yıkar. Kendini bu sinir yer bitirir. Mesela ben öfkeli biriysem, bazen çok sinirlenip öfkeme hakim olamayabilirim. Böyle bir anda yaptığım her hareket kötü sonuçlara yol açar. Bunun sonu da insanın büyük pişmanlık duymasına neden olacaktır. Her şeyi kırıp döktükten sonra geri getirmenin de bir çaresiz olmadığına göre sinirlilik en çok kişinin kendisine zarar verir.
İnsanın içindeki öfke en çok o kişi açısından olumsuzdur. Öfke insanın aleyhine olan bir duygu halidir. Sinirli olan biri bunun en büyük zararını yine kendisi görür. Bir anlık sinirle kontrolsüz davrandığımızda bunun çok kötü sonuçları olacaktır. O yüzden sinirli bir anımızda en doğrusu oturup öfkenin yatışmasını beklemektir. Günlük hayatta bazı insanlar herhangi bir durum karşısında sinirlerine hakim olmakta zorlanıyor. Hatta sinirlilik onların karakter özelliği olmuş durumdadır. Fakat onlar hakkında kısa bir gözlem yaptığımızda bu hallerinin kendilerine ne kadar zarar verdiğini görürüz. Dolayısıyla öfkenin kişiye olumsuz etkisi çok bellidir. Bundan dolayı öfkeden, sinirden bir an önce kurtulmak gerekir.
Sonuç itibariyle sirkenin yakıcı etkisi onu çevreleyen küpüne nasıl zarar verirse, aklında, kalbinde sinir olan bir insan da hayatını zehir edebilir. Çünkü sinir hiçbir zaman iyi bir duruma yol açmaz. Aksine insanın başına bir sürü bela açabilir. Sonradan işin boyutunu fark etsek de artık olan olmuştur. Geri dönüşü olmayan bir şey yapmış oluruz. Bunun üzerine dertsiz başımızı derde sokarız, kafamız çok ağrır. Bu yüzden sakin ve yapıcı olmaya her zaman özen göstermeliyiz.