İnsan Bilmediğini Ayağının Altına Alsa Başı Göğe Erer Kompozisyon

Bu bölümdeki metni inceleyip insan bilmediğini ayağının altına alsa başı göğe erer ile ilgili kompozisyon konusunda fikir alabilirsiniz.

İnsan bilmediğini az, bildiğini çok sanar. Bu kendini beğenmiş tavır insanlara has bir tutumdur. Herkes her konuda çok şey bildiğini düşünür. Oysa işin aslı çok daha farklıdır. Yani biz yeni bir şeyler karşılaştığımız zaman o konudan bihaber olduğumuzu, aslında bilmediğimiz birçok konu olduğunu anlıyoruz.

Farklı yerlere gittiğimizde, yeni insanlarla tanıştığımızda, başımıza daha önce hiç gelmeyen yeni bir durum geldiğinde veya bir toplantı, seminere katıldığımızda bize anlatılanlardan hareketle ne kadar çok bilgi eksikliğimiz olduğunu fark ederiz. Her yenilik bilgisizliğimizi yüzümüze çarpar. Ondan sonra anlarız ki ben kendimi çok bilgili zannederek aslında büyük yanlış yapıyormuşum deriz.

Şunu kabul etmemiz gerekir ki şu an sahip olduğumuz birçok bilgi bizi gerçek anlamda çok bilgili yapmaz. Karşımıza çıkan her yeni meselede daha çok şey öğrenmeye ihtiyacımız olduğunu tecrübe ederiz. Bu yeni bilgiler bize bilgisizliğimizin büyük boyutlarda olduğunu hatırlatır. Ben de diyorum ki bilmediklerimiz çok fazladır. Hatta onları ayağımızın altına almaya çalışsak oluşan yükseklikten başımız göğe erer. Durum  bu kadar ciddidir yani. O nedenle kendimizi çok bilgili zannedip böbürlenmenin alemi yoktur. Bilgisizliğini kabul eden insan olmak ve öğrenmeye açık bir halde yeni bilgiler kovalamak çok daha doğrudur.

Sonuç olarak yaşamayan bilgisiz olduğunu göremez. Şu an kimse ne sorsanız herkes bir yorum yapar, meseleyi bildiğini zannedip size yol göstermeye, fikir vermeye çalışır. Oysa kazın ayağı öyle değildir. Her bilginin bir yol ve yöntemi vardır. Bu yüzden bilmediğimiz konularda yorum yapmayı çok yanlış buluyorum. Kısacası bizim sandığımızla gerçekte olan şey birbirinden çok farklıdır. Biz bilgiliyiz zannederiz ama bilmediklerimiz bildiklerimizden kat kat daha fazladır.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski