Bu bölümdeki metne göz attığınızda baş yastığı baş derdini bilmez atasözü ile ilgili kompozisyon için fikir edinebilirsiniz.
Biz zannederiz ki kendimize en yakın olanlar her türlü derdimizi bilir. Oysa böyle bir şey mümkün değildir. Mesela aynı evde yaşadığımız birinci derece yakınlarımız olan aile bireylerimiz var. Onlarla her birimiz ayrı dünyaların insanı gibiyiz. Sadece aynı evde kalıyoruz. Aynı sofraya oturuyor, bazen bir araya geliyor, sohbet ediyoruz ama dertlerimizin tamamını birbirimize anlatmıyoruz.
Herkes aslında kendi dünyasında yaşıyor gibi bir durum söz konusudur. Evet, birçok şeyimizi ailemize anlatıyoruz ama her dert anlatılmıyor. O yüzden en yakınımızda kim varsa bütün dertlerimizi bilecek diye bir kaide yoktur. Siz kimseye kalbinizin kapısını hepten açmayınca hiç kimse de ne türlü dertleriniz olup olmadığını bilemez. Durum bundan ibarettir.
Mesela kafamızı yastığa koyunca yastık hemen başımızın altında, çok yakınında oluyor ama aklımızda ne gibi düşünceler var, içimizde neler hissediyoruz, yastığın bunları bilmesine imkan yoktur. İşte gerçek hayatta da insanların iç dünyasında neler çektiğini, nasıl dertleri olduğunu en yakınındakiler dahil kimse tam olarak bilemez.
Sonuç olarak fiziksel yakınlık her şeye vakıf olmak anlamına gelmiyor. Ben en yakınımda kim varsa onlarla vakit geçiriyorum, ama aklımda ne varsa, içimde kopan fırtınalar neyse, içime attığım ne kadar derdim varsa kimsenin bundan haberi bile olmaz. Bir tek onlara anlatırsam derdimiz öğrenebilirler. Anlatmadığım sürece bana yakın diye herkesin her türlü derdimi bilmesini düşünmek anlamsızdır.
Etiketler:
Kompozisyon