Bu bölümdeki metni inceleyip söz gümüşse sükut altındır ile ilgili kompozisyon yazısı için kısaca fikir edinebilirsiniz.
Konuşmak ve sessizliği tercih etmek arasında dağlar kadar fark vardır. Sessizlik çok konuşmaktan daha kıymetli bir özelliğe sahiptir. Burada sessizlik deyince hiç konuşmayacağız diye bir anlam çıkarmamalıyız. Elbette konuşmak lazımdır ama yerinde az ve öz konuşmak gerekiyor. Her lafa atlamadan sadece gerektiği anda konuşmak boş ve gereksiz konuşmaya göre altın değerindedir.
Mesela bazı kimseler konuşmaya bir kez başladı mı susmak nedir bilmez. Onların bu kadar çok konuşması bize itici gelir. Hemen oradan ayrılmak isteriz. İnsan biraz sükut etmesini bilmelidir. Çok konuşan boş konuşuyor demektir. Bu yüzden gereken durumlarda yeteri kadar konuşmayı alışkanlık etmeliyiz. Her şeye atlayacağız diye bir şey yoktur. Ama işte insan anlamadığı konular üzerinde bile konuşmayı sanki bir marifetmiş gibi görüyor. Her konuda çekinmeden yorum yapıyor, sanki işin uzmanıymış gibi davranıyor. Oysa bu kadar çok konuşmak kişinin saygınlığına da gölge düşüren bir harekettir. Tabii ki hiç konuşmamak da olmaz ama haddi aşacak şekilde sözü uzatmamalıyız.
Sonuç olarak insanız ve sürekli iletişim halindeyiz. Bu konuşmanın hayatın bir parçası olduğu anlamına gelmektedir. Bu nedenle istesek de, istemesek de her gün bir şekilde konuşmak zorundayız. Ama dikkat etmemiz gereken temel nokta az konuşan biri olmaktır. Çok konuşunca çok şey düzeliyor diye düşünmemeliyiz. Her şeyin fazlası nasıl zararlıysa konuşmanın da fazla olanı sözün uzatılması karşıdaki kişiler için işkenceye dönüşebilir. Buna özellikle dikkat edip bir karşılaştırma yapacak olursak az konuşmak çok konuşmaktan her zaman daha değerli bir anlayıştır. Çok konuşmayı gümüş olarak görürsek az konuşmak altın gibidir.