Bu bölümü tamamladığınızda dil kılıçtan keskindir atasözü ile ilgili kompozisyon yazacak kadar fikir edineceksiniz.
Dilin insanın canını yakma anlamında kılıçtan daha ekili olduğu önemli bir gerçektir. Çünkü kılıcın açtığı bir yara kendiliğinden zaman içinde iyileşir. Ancak dilden çıkan keskin sözler öyle canımızı acıtır ki onu ne yapsak da tedavi edemeyiz. İnsanın kalbini kırdığınızda bunun acısı çok büyük olmaktadır. İşte bu acıya neden olan aslında dilin keksin kullanımıdır.
Allah bize dil vermiş, konuşun anlaşın, birbirinize derdinizi dökün, kendiniz ifade edin diye. Ama bunu kötü anlamda kullanmak hiç doğru değildir. Yeri geliyor çok kızdığımız bir kişiye olmadık yaralayıcı sözler söylüyoruz. Hiç düşünüyor muyuz ancak ağzımızdan çıkan bu keksin sözler karşı tarafta nelere yol açıyor? Dolayısıyla dili güzel ve yapıcı kullanırsak kimseyi incitmemiş oluruz. İnsan bir kılıcı düşmanına zarar vermek, onu etkisiz hale getirmek için kullanır. Yani kılıcın ne amaçla kullanılacağı herkese için kolayca bilinmektedir. Ama dilimiz bir anlaşma aracı, birbirimize halimizi arz etmemizi sağlayan en etkili iletişim ögesidir. Onu kötü kullanıp da kimseyi incitmek bize yakışmaz. O yüzden bir karşılaştırma yapacak olduğumuzda dil eğer keksin yüzünü gösterecek biçimde kullanıldığında kılıçtan daha kalıcı etkiler bırakır.
Sonuç olarak dil bazı zamanlarda karşı tarafı derinden yaralayan bir silaha dönüşebilir. Onu keksin yapan içimizden gelen kötü duygulara bağlı olarak ağrı sözler sarf etmektir. Siz siz olun asla dili keskin bir bıçak işlevinde kullanmayın. Şunu unutmayın ki dilinizle karşı tarafta açtığınız yaralar geçmek bilmez.