Ben Sporcunun Zeki Çevik ve Ahlaklısını Severim Kompozisyon

Bu bölümdeki metni inceleyip Atatürk'ün ben sporcunun zeki çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim sözü ile ilgili kompozisyon yazısı adına fikir edinebilirsiniz.

Atatürk, spora ve sporcuya ayrı bir önem vermiştir. Sporcuda olması gereken bazı insani değerlere de ayrıca dikkat çekmiştir. Ona göre sporcu dediğin aklını iyi kullanmasını bilen zeki biri olmalıdır. spor yaparken de çevik ve anlık reflekslerini iyi gösterebilen bir özelliğe sahip olmalarını vurgulamıştır. Atatürk'ün sporcularda dikkat çektiği bir başka nokta da belki de en önemlisi sporcunun ahlaklı olmasıdır. Yani kazanmak işçin  insanların duygularıyla oynamamalı, hak ettiği ve yapabildiği kadarını göstermelidir.

Bir sporcu performansından çok kişilik özelliğiyle adını duyurur. Zeki, çevik ve ahlaklı olmak bir sporcuyu yücelten, daha üst seviyelere taşıyan çok önemli niteliklerdir. Bunlar ne anlam geldiğine değinelim. Zeki olmak zekasını önemli anlarda devreye sokarak işin seyrini olumlu yönde değiştirecek adımlar atmaktır. Mesela bir yarışmada, karşılaşmada zaman çok az kalmış olsa, o anda öyle bir şey yapmalısınız ki, her şey sizin lehinize gelişsin. İşte burada zeki olmak insanın aklını kullanarak hayati kararlar vermesini sağlayacaktır.

Çevik olmak da hızlı olmak veya elini çabuk tutmak demektir. Bazı sporcular işi ağırdan alıyor. Yavaşlık sporda kesinlikle başarı getirmez. Elini çabuk tutan bir sporcu başarıya diğerlerine göre daha çok yakındır. O yüzden ne kadar çevik olursanız galibiyete o kadar çok yaklaşırsınız. Sporcu olanların çevikliğini geliştirmesi bu anlamda çok kıymetlidir. Sporcunun ahlaklısı kazanmak uğruna dolap çevirmez. Yani hakkı olmadığı halde çeşitli dalaverelerle zafer kazanmaz. Çabası sonunda hakkı neyse onu alır. Bazen spor müsabakalarına şike karıştığını duymuşsunuzdur. İşte bu tür örneklere sporda ahlak konusu ayaklar altına almış oluyor. Oysa her sporcu günler öncesinden hazırlığını yapıyor. Katıldığı faaliyet neyse orada elinden geleni yapıyor.

Sonuçta sporcular için de geçerli olan bir şey var ki hak eden hak ettiğini kazanmalıdır. Haksız yere hak etmediği halde insanların gözünü boyayarak, hakemleri aldatıcı hareketlere bir yere varılamaz. Bu şekilde davranıp da haksız yere galibiyete ulaşsa bile bu hiç bir şey ifade etmez. Bu yüzden sporcuların ahlaklı olması da ayrı bir önem taşımaktadır. Dolayısıyla zevki, çevik ve ahlaklı olan sporcular herkes tarafından sevilmeyi fazlasıyla hak ediyor diyebiliriz.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski