Bu bölümdeki edebiyat ve toplum ilişkisi ile ilgili kompozisyon yazısını inceleyerek edebiyat ve toplum ilişkisi üzerine kısa bir metin yazınız sorusu hakkında fikir edineceksiniz.
Edebiyatçılar ortaya koyduğu edebi sanat değeri yüksek eserlerle toplumun özünü bütün gerçekliğiyle yansıtır. Örneğin edebi eserleri açıp okursanız insan dair birçok sosyolojik bilgiye, betimlemeye, tarihteki insan ilişkilerine vakıf olursunuz. Dolayısıyla edebiyatın çıkış noktası insan kavramı ve onun yaşantıları üzerinde şekillenmiştir.
Toplumu meydana getiren insan topluluğudur. Her insan kendine has yaşantılarıyla toplumda bir farklılık oluşturur. Bu yaşantıların içinde insanın duyguları, kahramanlıkları, sanat ve spor alanındaki faaliyetleri, tarih sahnesindeki savaşları, özlemleri, inanışları gibi pek çok konu vardır. Edebiyat da insanı anlam ve onu estetik bir dille işleme konusunda çok önemli bir sanat dalıdır. Bu durumda edebiyatı insandan ve insanın oluşturduğu toplumdan ayrı düşünmek olmaz. Okuduğunuz bir romanda, hikayede, destanda baş kahramanların insanlar olması bu anlamda son derece normaldir.
Edebiyat okumak, belki insanı bir şair veya yazar yapmaz ama diğer insanları anlamak için anlayışlı biri halinde dönüştürür. Çünkü insanı, toplumu tam anlamıyla ele alan ve bunun üzerine çalışan sanat dalının adıdır edebiyat. Açıkçası edebiyat toplumdan ayrı bir dal gibi düşünülemez. Edebiyatın merkezinde insan vardır. İnsanların bir araya gelmesiyle de toplum oluştuğuna göre edebiyat aslında topluma hitap eder. Belki insanları iyi bir hatip yapmaz ama en azından edepli birer insan yapar. Dolayısıyla edebiyatın insanlara ve topluma katkısı çok önemlidir.
Kısaca toparlayacak olursak edebiyat bir sanatsa onun sanat olarak varlığını ortaya koyması insana, topluma bağlıdır. Toplusal gerçekler edebiyat eserlerinde çeşitli betimlemelere ele alınır. İnsanın duygu ve düşünce dünyası yaşanmışlıkları edebiyata can verir. Dolayısıyla edebiyat ve toplum arasında et ve tırnak gibi bir ilişki olduğundan söz edebiliriz.
Etiketler:
Kompozisyon