Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak deyimini kullandığımız durumları ve bu deyimin anlamını anlatan bir kompozisyon metni örnek olarak yazılmıştır.
Önce elimizde olanla yetinmeyi bilmek gerekiyor. İnsana bu hayatta birçok şey kaybettiren en kötü özeliği açgözlü olmasıdır. Yani evde olan bizim için kullanılmaya elverişli olandır. Bu anlamda neye sahipsek önce onları kullanmamız gerekir. Daha çoğunu isteyip de kanaatsiz davranırsak elimizdekileri de kaybetme riski vardır.
Bildiğiniz gibi insanın birçok şeye sahip olması bile onu tatmin etmeye yetmez. Neyimiz olursa hep daha fazlasını veya daha iyisini isteriz. Gözümüz bir türlü doymak bilmez. Ya bir kere insan haline şükretmesini bilmelidir ya. Ama biz ne yapıyoruz? Yok şunum da olsun, bu evi de alayım, şu araba daha iyiymiş, işte daha çok geliri olan bir işe girsem gibi hep böyle doymak bilmeyen bir bakış açımız vardır. Böyleleri için gözünü toprak doyursun da derler.
En iyisi elde neyimiz var, bunları bir göz önünde bulundurmalıyız. Şükredip ona sahip olarak, ihtiyacımız karşılarken önce eldekiyle yetinmeliyiz. Eğer onlar biterse başka şeyler almayı planlamalıyız. Evde birçok şey olup veya kazandığımız bir sürü kazanç varsa bunları değerlendirmek daha mantıklı geliyor bana. Yok, bu yetmez deyip açgözlülükle başka şeylerin peşine düşersek elde olanı da yitirip ortada kalırız. Ondan sonra tüh, bari elimdekilere sahip çıksaydım diye hayıflanırız.