Bu sayfamızda Hacivat şifalı ot aramak için kırlara değil de Karagöz ile birlikte aktara gitseydi neler olurdu? Düşüncelerinizi aşağıya yazınız. Sorusunun cevabını kısaca anlatacağız.
Hacivat aktara giderken yine derindi Karagöze usulüne uygun olarak anlatmaya çalışırdı. Karagöz lafı tersinden anladığı için onu sinirlendirirdi. Oraya varmadan önce Hacivat Karagöz’den ağzını açmamasını tembihlerdi. Aktara gittiklerinde önce selam verdikten sonra Hacivat üşüttüğünü, bu yüzden hasta olduğunu anlatırdı.
Hacivat aktara hangi otların üşütmeye iyi geldiğini sorardı. Bu sırada Karagöz de yine yanlış anlamalarına devam eder. Gereksiz yere konuşurdu. Aktar Hacivat'a Allah sana sabır versin, böyle bir adama nasıl katlanıyorsun derdi. Karagöz bu söze karşılık da yine insanı kızdıracak laflar ederdi. Hacivat ona sus işareti falan yapardı. Aktar bir susar, iki susar en sonunda Karagöz'e patlardı. Hatta ikisini beraber dükkandan kovardı. Hacivat da Karagöz’le bir daha bir yere gidilmeyeceğini anlamış olurdu. Arkadaşlıkları belki sona ererdi.
Karagöz yüzünden Aktardan şifalı ot alamayan Hacivat tek başına son çare olarak yine kırlara gider. İstediği otları toplardı. Eve gelince onları kaynatır, suyunu içerdi. Böylelikle üşütme kaynaklı hastalığı iyileşirdi. Ama bir kez bile olsa Karagöz'le hiçbir yere gitmeyi düşünmezdi. Çünkü onun yanlış konuşmaları çekilecek türden değildi.
Etiketler:
6. Sınıf