Bu yazımızda acele ile menzil alınmaz ile ilgili kompozisyon konusuna kısaca yer vereceğiz.
Bir işi olması gereken hızda yapmalıyız. İlla acele edeceğiz diye bir şey yoktur. O iş belki de yavaş yavaş yapılmaya uygundur. Bu yüzden hızlı olup da işimizde ilerleme sağlayacağız diye düşünmek çok yanlıştır.
Acele etmek bütün işi berbat edebilir. Yavaşça ve dikkatlice yapılan iş ise daha sağlam olur. Böylece onda büyük bir gelişme gösterebiliriz. Çabuk olsun, bitsin mantığıyla yapılan işten ise hayır gelmez. Bunu ben değil atalarımız söylemiş. Onların sözü de boşuna değildir. Demek ki bu konuda bir tecrübe edinmişler. Mesela aceleyle yapılan işte elimiz ayağımıza dolaşır. Ne yapacağımızı tam olarak bilemeyiz, tam bir karmaşa yaşarız. Çünkü amacımız hemen bitmesi olunca atacağımız adımlar da tedbirsiz olacaktır. Bu yüzden işler ilerleyeceğine daha kötü hale girecektir. Oysa aceleye gerek yoktur. Sakin bir tavırla, endişe olmadan gereği neyse ona göre yapılan işten sonuç alınır. Dolayısıyla her işin bir yolu, yordamı vardır. Buna uygun davrandığımızda işimiz ilerler. Yok ben elimi çabuk tutayım da bir an önce bu işten kurtulayım diyorsanız işi aceleye getirirseniz. O zaman da menzil alamayacağınıza razı olmuşsunuz demektir.
Sonuç olarak bir işi aceleye getirerek yapmakla iyi bir sonuç alınacağı düşünülmemelidir. Böyle düşünen biri yanlışta ısrar eder. Bunun sonucunda ise iş rayından çıkar, her şey bozulabilir. Dolayısıyla insanı işinde başarıya götüren acele etmekten ziyade dikkatli, sabırlı olmak ve onu telaş etmeden yapmaktır.