Bu bölümdeki hikayeyi inceleyerek dürüstlük ile ilgili öyküleyici bir metin konusunda kısaca fikir edinebilirsiniz.
Aynur uzun uğraşlar sonunda bir iş bulmuştu. Ablası zaten çalışıyordu. Aynur da gençliğin verdiği enerjiyle biraz çılgın bir yapıdaydı. İşe girince en azından çalışırsam, harçlık kazanırım diye düşünüyordu. Davranışlarında da düşüncesizlik vardı. İlk günlerde iş hakkında yeni bilgiler öğrenmeye çabaladı. Aradan geçen birkaç hafta içinde oranın kurdu oldu. Artık ne yapacağını, nerede nasıl davranacağını çok iyi biliyordu.
Çalışanlardan birinin kullandığı çanta onun hoşuna gitmişti. Kendisi de öyle bir çanta almak istiyordu fakat buna parası yetmezdi. Bir gün çantanın sahibi askılığa çantayı takarken onu taklip etti. Gizlice izledi. Herkesin öğle yemeğine gittiği anı bekledi. Yaptığının yanlış olduğunu fark etmeden bu çantayı çalmak istiyordu. Neyse herkes öğle arası olunca iş yerinden çıkıp yemekhaneye geçti. O kız da çantayı almak için henüz uğramamıştı. Aynur askılığa yanaşıp çantanın içindekileri boşalttı. Sadece çantayı alıp kendi eşyalarının içine sakladı. Hiçbir şey olmamış gibi yemeğe itti. Daha sonra mesai bitiminde eşyalarını alıp evin yolunu tuttu. Ertesi gün çantanın kaybolduğu açığa çıkınca herkeste bir telaş başladı. Kim çaldı acaba diye etrafı soruşturmaya başladılar. Aynur ise hiç renk vermiyordu. Bir şekilde çanta hırsızlığa kurban gitmişti. Aynur da oralı olmayınca kimse ondan şüphelenmedi. Sonraki günlerde Aynur kafası esince işten çıktı. Herkesle vedalaşıp artık eve döndü. Lakin çanta meselesi kafasını kurcalıyordu.
Asıl sahibine haksızlık ettiğini düşündü. İçi hiç rahat etmedi. Bir gün onu arayıp görüşmek istediğini söyledi. Buluşma sırasına çantayı ona verdi. Bu yaptığının çok yanlış olduğunu ama imkanı olmadığından alamayacağı için bu kötü davranışta bulunduğu çantanın sahibine dürüstçe anlattı. O da Aynur için üzüldüğünü belirtti. Bu dürüstlüğü için de özellikle teşekkür etti. Sonunda dürüstlük kazanmıştı.
Dürüstlük ile İlgili Öyküleyici Bir Metin Örneği.
Yazının Konusu: Sonradan dürüst olan bir çocuğun hayatının güzelleşmesi.
Yazının ana fikri: Dürüst olursak hayatımız anlam kazanır.
Eda sınıfta arka sıralarda oturuyordu. Bir gün sırasının gözünde bir bileklik gördü. Onu aldığı gibi çantasına koydu. Hiç kimseye belli etmedi. Bir saat geçmeden bilekliğin kaybolduğunu fark eden ön sıralarda oturan Zeynep teneffüste yana yakıla onu aramaya başladı. Hiç kimse de görmediğini söyleyince Zeynep acaba dışarıda mı düşürdüm diye bahçeye çıktı. Bilekliği ararken zil çalınca tekrar sınıfa döndü.
Eda hiç renk vermiyordu. Yani sanki haberi yokmuş gibi davranıyordu. Okul çıkışında kimseyle konuşmadan evine gitti. Bu bileklik benim olmalı, çok güzelmiş diye düşünüyordu. Eve varır varmaz hemen odasına koştu. Bilekliği taktı, aynaya bakındı. Çok da yakıştı diye içinden geçirdi. Aynanın karşısında oyalanırken odanın kapısı açıldı. Kardeşi gelmişti. Bilekliği görünce, bunu nereden aldın diye sordu. O da hiç, harçlığımla çarşıdan aldım cevabını verdi.
Kardeşi annesine Eda bileklik almış deyince olay anlaşıldı. Annesi Eda'nın hırsızlık yapmış olabileceğine kanaat getirdi. Onu sorguya çekince meselenin aslı açığa çıktı. O gece Eda'nın gözüne uyku girmedi. Annesinin tembihleri aklına geldi. Zeynep'in telaşla bilekliği araması gözünün önünde bir film sahnesi gibi canlandı. Aslında Zeynep'e babası hediye etmişti. Notları yüksek diye kızına böyle bir hediye almıştı. Bu yüzden bileklik Zeynep için çok şey ifade ediyordu.
Sabah kalkınca kahvaltısını yapan Eda, okula gittiğinde ilk olarak Zeynep'i yanına çağırdı. Ondan defalarca özür dileyerek bilekliği sırasının altında bulduğunu ve çok beğendiği için kendine hakim olamayıp aldığını söyledi. Her şeyi dürüstçe anlattı. Zeynep onun yanlışına rağmen dürüstlüğünden dolayı affetti. O günden sonra ikisi çok iyi arkadaş oldu. Hatta Zeynep Eda'ya başka bir bileklik armağan etti. Bu olayda dürüstlük çok güzel arkadaşlık bağı oluşturdu. Eda için hayat eskisinden daha güzelleşti.