“Dostun attığı taş baş yarmaz atasözü ile ilgili
kompozisyon” konusunu kısaca ele alacağız.
Dost dediğimiz insan her zaman bizim iyi olmamızı ister.
Bu nedenle bazen bize kızabilir. Onun bize söylediği ağır sözler olabilir.
Bütün bunlar yanlış yaptığımız, hatamızı düzeltmemiz gerektiğini vurgular. O
yüzden dostun hakkımızda söylediği kötü sözler ağırımıza gitmez. Çünkü dost, dostun
iyiliğini düşünür. Onun her daim doğru yolda olmasını arzu eder.
Örneğin biz yanlı bir şeyler yapmış oluruz. Bunun üzerine
dostumuz kendimize çekidüzen vermemizi hatırlatır. Bize bazı nasihatlerde bulunur.
Bu nasihatleri başkası söylese zorumuza gider ancak dostun attığı taş, baş
yarmaz atasözünde de kısaca ifade edildiği gibi dostun bizi hırpalaması gücümüze
gitmez.
Dost, dostun ayıbını yüzüne söyler. Bunu iyi niyetle
yapar. Dostu olduğu kimin tökezlemesine razı olmaz. Onun hatalarını açıkça
belirtir. Buradaki amacı aynı hataları dostunun tekrar yapmamasını sağlamaktır.
Bunu yaparken kırıcı sözler söyleyebilir. Bu sözleri kendimize atılan bir taşa
benzetebiliriz. Tanımadığımız, samimi olmadığımız kişilerin hakkımızdaki eleştirileri
karşısında inciniriz. Çünkü onlar yabancıdır, onların attığı taş kafamızı
yaralar. Yani kalbimizi kırar, gönlümüze ağır gelir. Ancak dostun bizimle
ilgili eleştirileri zorumuza gitmez. Zira dostumuz yanlıştan dönmemizi için
ilgili sözleri söyler. Onunki taş değil aslında bize bir öğüt niteliğindedir.
Sonuç olarak dost, bizim için şu hayattaki en değerli insandır.
O bizim mutlu olmamızı istediği için uyarı niteliğinde bazı sert sözler
söyleyebilir. Pişmanlık yaşamamak için dostun uyarılarını dikkate almakta
fayda var diye düşünüyorum.